20 Mart 2012 Salı

Aman geç kalma erken gel diyeceğim ama Eylül ayına kadar yaprak kıpırdamaz bu dizide: Merlin


photo credit: www.teenidols4you.com

Olacak iş mi yahu? Olacak iş mi? Merlin diyorum, dördüncü sezonu tamamladım diyorum. Eylül ayına kadar nasıl bekleyeceğim yeni sezon için diyorum. Diyorum da diyorum. Sezonu Morgana'nın karanlık karakterinin doğurduğu kötücül planlarla yürütmüş olmalarına rağmen çok memnun kaldım. Daha etkisi soğumadan, bitti diye döktüğüm gözyaşları kurumadan ( bkz. abartmak ) tekrar seyretmeyi düşünüyorum yani o derece.

Beklenmedik birtakım ölümlerle ilk bölümlerde içimi acıtan bir sezonla karşı karşıya kalınca final bölümüne kadar yüreğim ağzımda izledim diziyi. Senaristler X e kıydılarsa Y ye de kıyabilirler pekala diye kendimi yedim bitirdim. Yeri gelmişken bölüm yazarlarına sesleniyorum buradan: Hadi bu sezonu geçtim. Ne de olsa telafisi pek mümkün görünmüyor. Gerçi mantıksız yolla da olsa hayata döndürmenizi tercih edeceğim biri var ama yapmazsınız diyerekten susuyorum. Diyeceğim şu ki, böyle acıtasyonlara girip de seyirciyi üzmeniz gereksiz. Bence. Bizi şaşırtmanız için ölüm temasından başka şeyler de var kullanabileceğiniz ki zaten biliyorsunuz bunu. Yapmayın böyle. Lütfen.

Spoiler vermeden diziyi anlatamayacağım için o işe girişmeyeyim diyorum ama değineceğim birkaç başka nokta var. Arthur&Merlin kapışmaları hiç bitmesin! Gülmekten kırıldığım yegane yerler olmasa da katkısı çoktur kahkaha haneme. Diyaloğun tamamı olmasa da şöyle birşey var elimde izlerken çektiğim. Örnek olması açısından:


Bradley James'in İngilizce'yi konuşma şekline hayran olduğumu her zaman her yerde söylemişimdir ama bir kere daha altını çizmekten geri duramayacağım. Karşıma geçip saatlerce konuşsa - ki muhtemelen pek çoğunu anlamam ağzından çıkanların - gıkımı çıkarmadan dinlerim. Önce dudaklarının arasından dökülen her kelimeyi yerim, bir süre sonra da muhtemelen eriyip giderim zaten. Kulaklara şenlik azizim. Öyle böyle değil. Bunun yanısıra oyunculukta ileri seviye olduğunu özellikle sezonun son bölümlerinde senaryoya dayanarak gösterme fırsatı bulmasına çok sevindim. Takdire şayan.

Colin Morgan ( nam-ı diğer Merlin ) her ne kadar bu sezon açılışında young man olarak tanıtılmış olsa da benim gözümde hep çocuk kalacak galiba. Sihir gücü bile kuvvetlendi ama yok, olmuyor. Tipi müsait değil olgun görünmeye. Ha, şikayetçi miyim? Değilim. Evladımız hala Arthur'un bir numaralı yoldaşı olmaya devam ederken onu koruma görevini de layığıyla yerine getirmenin peşinde. Peki bunu sihirbaz olduğunu ifşa etmeden yapabildi mi dersiniz dördüncü sezonda? Eh, izlemeden bilemeyeceksiniz. 

Her şey iyi, güzel, hoş da sezon finalinde insanın merakını bir dahaki sezona kadar uyanık tutacak birşey yoktu ya onu ne yapacağız? Ah bu ben! Öteki türlü olsa bu sefer de böyle bir yerde bırakılır mı diye mızmızlanmaya başlardım kesin. Yine de başka türlü bir sonu tercih ederdim. Merak yok fakat sabırsızlık var. O da yeter Eylül ayına kadar. 

Dipnot: Bana mı öyle geliyor yoksa Bradley James'in çekiciliği her sezon bir kademe daha mı yükseliyor? Çarpık çurpuk dişlerine kurban olduğum. 

2 yorum:

  1. Merlin'in sıkı takipçilerindenim bende. :)) Ve beklemek çok sıkıcı....

    YanıtlaSil
  2. Maalesef öyle. İlk sezondan başlayıp yeniden izlemeyi düşünüyorum bekleme aşamasında (:

    YanıtlaSil