Supernatural dizisinin yedinci sezonunun - daha çok sezonlar göreceğiz umarım - yayınlandığı şu zamanlarda benim oturup kitap serisinin üçüncüsünü okumuş olmam çok mu tuhaf dersiniz? Değilse sorun yok. Öyleyse yine sorun yok. Çünkü kitabı bitirdikten sonra yeni sezonu seyretmeye karar verdim. Aslında tüm bölümler yayınlandıktan sonra, diğer bir deyişle herhangi bir bekleme sürecine maruz kalmadan izlemek niyetindeydim ama kitabı okurken Winchester kardeşleri çok özlediğimi farkedince karar değişikliğine gittim. Oylamaya sundum. Sadece kendim olunca oylama yapan kişi kolaylıkla kazandım.
Diziyi bilmeyenler için kapaktaki tanıtımla başlayayım söze: Sam ve Dean paranormal kötülüğün peşindeki iki kardeşler. Kemik Anahtar'da aldıkları bir cinayet haberinin ardından yolları zinciri boşalmış birçok ruhun toplandığı yer olan Key West'e düşüyor. Aralarında Ernest Hemingway gibi tanıdık isimler var üstelik. Bir tarafta da annelerinin ölümünden beri hayatlarından eksik olmayan iblisler mevcut. Eh, işlerini pek de kolaylaştırdıkları söylenemez Winchester kardeşlerin. Dean ve Sam bu kötücül ruhların derininde yatan büyük gücün üstesinden gelebilecekler mi dersiniz?
Keith R.A. DeCandido Winchester kardeşleri dizi aracılığıyla iyi gözlemlemiş. Bu yüzden olsa gerek kitabı okurken diziyi seyrederken aldığım tadın benzerini alıyorum. Aynısını demiyorum çünkü ne de olsa Dean ve Sam'i gören gözlerimin bayram edeceği bir durumdan mahrum kalıyorum. Yine de bu kitaba kendimi kaptırmama engel değil. Okurken aynı oranda heyecan duyduğum, gerildiğim, ( geceleyin ) korktuğum, kardeşler arası atışmalara çokça güldüğüm anlar bollukta. Velhasılıkelam iflah olmaz bir Supernatural hayranı iseniz bu seriyle en kısa sürede buluşun derim. Değilseniz yine buluşun. Dean ve Sam'e kanınız kaynar, kalbiniz kayar ve son yılların en iyi yapımlarından birini seyretmeye başlarsınız böylelikle.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder