11 Ağustos 2012 Cumartesi

Romanlara saygı kuşağında bu hafta: İnce Memed

Kendimi bildim bileli minik kütüphanemde yer alan bir seri İnce Memed. Kitaplığımızı benden ziyade babamın şekillendirdiği dönemlerde evimize konuk olmuştu. Yıllar sonra bu zamana kısmetmiş aileden biri olarak kabul görmesi. Şöyle de diyebiliriz: Taze bitti. Son cildi de hatmettikten sonra çok ah vah ettim bu zamana kadar beklemekle hata ettiğime yüzde yüz inandığım için. Ama ne demişler? Zararın neresinden dönersen kârdır. Uyuyor değil mi bu duruma? Uymuyorsa başka atasözü önerilerine açığım. Bilginize.
Bu yaşıma geldim fakat bu denli etkileyici çizilmiş bir portre görmedim ben arkadaşlar. Bir dönemin karakter çeşitlemesi, kültürü, coğrafyası, insan ilişkileri vb. anatomik ve morfolojik özelliklerini başarı ile harmanlamış bir eser daha yok okuduklarım arasında. Üzerine bir de Yaşar Kemal'in destansı anlatımı serpiştirilince tadına doyum olmayan bir seri çıkmış ortaya. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday olan ilk Türk yazar olmasına şaşmamalı. Hiç şaşmamalı. On üzerinden yıldızlı on veriyorum ben de naçizane.


Kitabın konusu başkaldırı. Çukurova'da düzen içinde düzen kurulmuş. Şahsi çıkarları için köylüyü ezmekten geri durmayan insanların kurduğu bu gayriresmî işleyiş İnce Memed'in canını yakmış. Çıkmış dağa eşkıya olmuş. Kendisi de beklemiyormuş ya öyle ses getirmiş ki varlığı köylüler ondan feyiz alarak hayalini kurdukları yaşam için birtakım nüfuzlu kişilere direnir olmuş. Yaşar Kemal'in kaleminde hayat bulan bu direniş de günü gelmiş dört ciltlik bir destan olmuş. Biz kitap kurtlarına da İnce Memed'i okumak düşmüş. Bilmem anlatabiliyor muyum?

2 yorum:

  1. Açıkçası vakti zamanında okudum ama o kadar zaman geçti ki üzerinden , yeniden okuyasım geldi...

    YanıtlaSil
  2. Benim bile bitirdikten sonra yeniden başlayasım geldi desem? Tekrar tekrar okunası eserlerden hakikaten (:

    YanıtlaSil