7 Eylül 2010 Salı

" velhasılıkelamsever insan " gururla sunar...

" ...Gözlerim evvela altın bir küre misali parlayan güneşe tesadüf etti. Etrafında yoğun bir biçimde görülen ışınlarını cömertçe yeryüzüne yansıtıyordu. Zaman zaman önüne geçen bulutlara aldırış etmiyor, emsalsiz gülüşünü sergilemeye devam ediyordu. Kırışıklıklarla bezeli ihtiyar bir insanın çehresine benzettiğim deniz ise bu gülüşten nasibini almış, ikinci baharını yaşıyormuşçasına coşuyordu.
Güneş ışınları gökyüzünün rengi ile birlikte koyulaşmaya başlayan denizin üzerinden ayaklarımın altına değin uzanan sarı taşlarla döşeli bir yol çizmişti. İçinde bulunduğum gemi ile birlikte bu rotada ilerliyor, bu görkemli tablonun kalbine doğru iniyordum. Hafif devinimlerle gemiye çarpan dalgalar yumuşak vuruşlarla ruhuma hiç de yabancı gelmeyen bir müzik eserini icra ederken esmekte olan rüzgar tenimi okşuyor, uçuşan saçlarıma minik buseler konduruyor ve kulağıma tatlı tatlı ' Üzülme! Tamamen battığını sandığın saadet güneşi doğru zaman geldiğinde şüphesiz yeniden doğacaktır. ' diye fısıldıyordu... "

Bu cümlelerle birlikte 200 sayfa sayısına ulaşan eserimden alıntıdır. Aylardır tükenmek bilmeyen cümlelerimin fitilini ateşleyen şey Özge isimli arkadaşımın Kerime Nadir'in Hıçkırık başlığını kondurduğu romanını bana hediye etmesi oldu. Önceleri " yazmak " fiilinden çok " okumak " fiili ile alakadardım. Sadece birkaç kısa deneme yazım vardı o kadar, derin bir aşk muhabbetiyle yazılan bir iki eser müstesna. Amma ve lakin Hıçkırık'ı okuduktan sonra ilk defa kısa bir öykü yazmak için şiddetli bir istek duydum. En belirgin özelliği okuyana '60 lı yılların Yeşilçam filmlerindeki tadı vermek olacaktı. Böylelikle sonradan adsız romana dönüşen hikayeyi yazmak için kolları sıvadım. Canan ve Kenan isimli iki karakterle heybemi hazırlayıp yola koyuldum. O gün bugündür yolda karşılaştığım yeni şahsiyetlerle yükümü arttırarak yolculuğumu sürdürüyorum. Kaynağını ruhumun çeşitli hallerinden alan ilhamın mürekkebi bitene değin bu maceraya devam edeceğim. Nice 200 sayfalara!
Hamiş: Örnekte görüldüğü üzre doğayı baz alarak tasvir yapmayı seviyorum.

2 yorum:

  1. Yazmaya başlamanda ufak da olsa bir katkım olduysa ne mutlu bana :)

    YanıtlaSil
  2. Tevazu gösteriyorsunuz Özge Hanımcığım (; Bu arada ilerleyen bölümlerden bir kuple okumuş oldun ya olmadı bu :P

    YanıtlaSil