1 Şubat 2011 Salı

Mini mini yapılarla Miniatürk öncesinde esnasında ve sonrasında vol. 2

Miniatürk müzesinin minik bir bölümünü gezdikten sonra zorlu hava koşullarına daha fazla dayanamayan Angel ve ben kendimizi otobüs durağına attık. Demiştim ya kimselerin gitmediği, gidip de görmediği bir yer - en azından bize çok yabancı - diye, atladık ilk gördüğümüz otobüse. Şoför bey bizim gitmek istediğimiz istikametin dışında bir yolun yolcusuymuş. " İnin arabadan sizi gidi veletler " gibi bir bakış atmış Angel'ın dediğine göre lakin ben görmedim.

Biraz bekledikten sonra nihayet bizi Karaköy'e ulaştıracak bir otobüs geldi. Oturacak yer de bulduk ya değmeyin keyfimize. Karaköy'e vardığımızda tehlikeli yollardan geçerek Tünel'e ulaştık. Oradan, hop, Beyoğlu'na. Uygun adım marş diyerek karın doyurabileceğimiz bir yere geçtik. Dışarı çıktığımızda maruz kaldığımız soğuk hava yüzünden üç dört mekana girdik. Sonuncusu D&R oldu. Şaşıracaksınız çünkü D&R da beş dakika ancak kalmışımdır. Çünkü internet üzerinden kitap siparişi verdiğim için saldırmadım hiçbir şeye. Sakin sakin NTV Tarih dergimi ve Uykusuz'u alarak çıktım oradan.

Asıl olay dönüş yolunda yaşandı. Oturmuş gidiyoruz. Angel Uykusuz okumaya dalmış. Ben de ara sıra ona birşey söylüyorum. Ara sıra da kendi düşüncelerime dalıyorum. Derken arkamızda bir ses duyduk: " Bak! Bak! Görüyor musun? Tepelerinde yaşlı adam duruyor da hiç yer veriyorlar mı? Püüü! Saygısızlığa bak! " . Oturan gençler olarak önce bir şaşırdık tabii. Angel bize laf attıklarını söyledi. Bense şaşkın şaşkın etrafıma baktım. Çünkü tepemizde dikilen yaşlı bir adam yoktu. Nihayet gün görmüş teyzeleri farkettim geriye dönünce ve kendilerine " Kusura bakmayın. Sizi görmedik. Buyrun, oturun " dedim. Önce şaşkın şaşkın baktılar. Sonra da " Yavrum biz size demedik. İleride şu köşedeki gençlere dedik. " gibisinden birşeyler söylediler de adımız temize çıktı. Otururken " Yaşlandığınız zaman size de yer veren olur umarım " diye dua ettiler. Sonra elimizde poşet falan varsa almak istediler. D&R poşetimin hafif olduğu konusunda ısrar etsem de kabul ettiremedim ve verdim kendilerine. Böylelikle ineceğimiz durağa kadar ahbap olduk.

Angel beni doğduğu ve uzun bir süre yaşadığı semte götürdü. Geçmişe uzandık birlikte. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni de böylelikle görmüş oldum. Tatlı yeğeniyle de tanışmış oldum. Aile içine sızıyorum yavaş yavaş. Çaktırmayın. Şaka şaka. Sağolsun, babası işi devraldı ve sabah buluştuğumuz yere bıraktı beni. Velhasılıkelam, eğlenceli bir gün oldu. Bu yazı burada bitti ama gezilerimizin devamı gelecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder