11 Nisan 2011 Pazartesi

Benzemez kimse sana, üslubuna hayran olayım

Bir an gelir ve içimde bir istek filizlenir. Herhangi bir desteğe ihtiyaç duymadan dallanıp budaklanır. Aynı gün içinde bedenime sığmaz hale gelir. Bazen bir süre sonra üstesinden gelmeyi başarıyorum ama mevzu kitapsa çoğunlukla yenik düşüyorum. Demem o ki, dün geçen hafta içime ateş gibi düşen isteğe boyun eğdim ve iki Refik Halid Karay romanı edindim: Dişi Örümcek ve İstanbul'un Bir Yüzü. Gönül isterdi ki raftaki tüm eserlerini toplayıp kendi dolabımın raflarına dizeyim ama öyle birşey bir anda değil de kademe kademe ilerlemekle mümkün olacakmış gibi görünüyor. En azından şimdilik...

Refik Halid Karay benim gözümde edebiyatımızın gelmiş geçmiş en güçlü yazarlarından biri. Bir tanesi üç kitaptan oluşan bir seri halinde olan üç romanını okudum bugüne dek. Eserlerini okurken aldığım tadı maalesef tarif edemeyeceğim. Okumak, hissetmek ve yaşamak gerek ama şu kadarını söyleyebilirim: Bazen öyle sanıyorum ki cümleleri takip eden gözlerimde kalp biçiminde şekiller oluşuyor. Gerisini siz anlayın artık. Hatta anlamaya çalışmakla kalmayıp - hala okumadıysanız - işi pratiğe dökün en iyisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder