28 Mart 2011 Pazartesi

Yine de İstanbul benim ikinci sevgilim

Zorlu bir okuma sürecinin ardından Herman Melville'in - niyeyse ismini Herrmann şeklinde yazasım geliyor - Moby Dick isimli eserini bitirdim. Zorlu bir süreç dedim çünkü tahminlerimin ötesinde bir içerikle karşılaştığım için bitirmekte epey zorlandım. Moby Dick dedim, ak gerdanlı balina dedim; çok yoğun olmasa da kitabın %60 ından macera bekledim ama umutlarım boş çıktı. Daha çok balinaların biyolojisi, avlanma şekilleri ve gemicilik üzerine bilgi edindim. Birkaç gün içerisinde de unuttum zaten. Günde elli sayfa okumaya gayret ederek yedi yüz sayfalık klasiğin sonuna gelince öyle mutlu oldum ki utandım kendimden. Kitap güzel mi? Evet, güzel. Okunmalı mı? Evet, okunmalı. Amma ve lakin macera kitabı olarak başlanmamalı. Yanlış izlenim olmazsa sıkılma durumu da söz konusu olmaz diye düşünüyorum şahsen.


Konu bu değildi. Bugünlerde Edmondo de Amicis adlı İtalyan yazarın Çocuk Kalbi isimli eserini okuyorum... Dermişim. YKY den çıkmış İstanbul adlı yapıtı ile haşır neşirim. Yer yer göklere çıkarmış, yer yer yerlere vurmuş 1870 li yılların yeditepeli şehrini. Keyifle okuyorum. Buraya da kitaptan bir alıntı yapmak için geldim. Şöyle ki:

" Valide Sultan Köprüsü'nden İstanbul'u seyrederken aklıma sık sık bu fikir takılıyordu. Bir iki asır içinde, Türkler Avrupa'dan uzaklaştırılmasa bile, bu şehrin hali ne olacak? Çok yazık! Güzellik çoktan medeniyete feda edilmiş olacaktır. Gelecekteki İstanbul'u, tehditkar ve hazin ihtişamıyla yeryüzünün en güler yüzlü şehrinin kalıntıları üstünde yükselecek o Doğu'nun Londra'sını görür gibiyim. Tepeler düzleştirilecek, korular yerle bir edilecek, rengarenk küçük evlerin yerinde yeller esecek; ortasından sayısız, upuzun fabrika bacasının ve çan kulelerinin yükseldiği binaların, imalathanelerin ve işyerlerinin sert uzun hatlarıyla ufuk bir taraftan kesilecek; düz ve bir örnek sokaklar İstanbul'u ızgara şeklinde birbirine paralel sayısız kocaman yola ayıracak; telgraf telleri gürültülü şehrin çatıları üstünde devasa bir örümcek ağı gibi iç içe geçecek... "

Paragraf bu biçimde devam ediyor. Maalesef Edmondo de Amicis tutarlı bir tahmin yürüttü İstanbul'un geleceği hakkında. İyi ki geçmiş günlerini bilmiyorum bu şehrin. Hayal ederek bu denli üzüldüysem gerçeğini yaşasam kimbilir ne kadar üzülürdüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder