23 Aralık 2011 Cuma

Kazuo Ishiguro - Beni Asla Bırakma



" Yine mi Japonya?! "  dediğinizi duyar gibiyim ama duymamazlıktan geliyorum, haberiniz olsun. Lakabımın - bilmeyenler için bir kere daha: çekikgöz sempatizanı - hakkını vermem lazım değil mi? Hem ne demişler? Mevzu edebiyat ise çerçeveyi geniş tutmakta yarar var. Şimdi uydurdum bunu da. Nasıl olmuş?

Bir bahar akşamı rastladım Kazuo Ishiguro'ya demek isterdim fakat onun yerine elimde şu var: Bir sonbahar öğlesi rastladım Kazuo Ishiguro'nun Beni Asla Bırakma isimli eserine. Alıp almamak konusunda tereddüte düştüm ilkin. Evet, ben de söz konusu Japon edebiyatı olunca ikileme düşeceğimi düşünmemiştim hiç ama oldu işte. Sıkı durun. Şimdi sebebini açıklayacağım. Açıklıyorum, açıkla... Ön kapakta kullanılan fotoğraftan ve arka kapakta yazılanlardan korktuğum için! Neymiş efendim? Hailsham öğrencileri karanlık ormandan korkarlarmış da evlerine hiç gitmezlermiş de önceki yaşamlarını hatırlamazlarmış da dış dünyayla bağlantıları yokmuş da falan filan. " Buyur buradan yak " dedim kendi kendime yazılanları okurken,  " korku&gerilim filmi gibi birşeye dönüşür bu kitap bendeki hayal gücüyle " . Yine de kendime rağmen, kendimi düşünerek aldım kitabı. Yazarın isminin çekim gücüne kapıldım da diyebiliriz bu duruma sanırım. 

Kazuo Ishiguro ilk ciyaklamasını 1954 senesinde Japonya'dan göndermiş uzaya. Babasının işleri yüzünden beş yaşında İngiltere'ye yerleşip eğitimini burada sürdürmüş. Beni Asla Bırakma isimli eseri yayımlandığı sene Time dergisi tarafından o yıl yazılan en iyi yüz romandan biri seçilmiş, Alex Ödülü'nü almış ve National Book Critics Circle Ödülü'ne aday olmuş. Halen daha karısı ve kızı ile Londra'da yaşamaktaymış. Tüm bu bilgiler için Yapı Kredi Yayınları'na teşekkür ettikten sonra yola tek başıma devam edebilirim. 

Beni Asla Bırakma konusu itibariyle bana epey ilginç gelen bir roman. Hailsham adı verilen yatılı okuldaki öğrencilerden yola çıkarak organ bağışına odaklanıyor. Uzunca bir süre çözemedim meselenin ne olduğunu çünkü öğrenciler birtakım gerçeklerle yüzleşmek istemedikleri için Hailsham'daki yaşamlarını sorgulamıyorlar. Bir nevi sürü psikolojisi mevcut. Sürüden ayrılanı kurt falan kapmıyor ama bizzat arkadaşları ve eğitmenleri kınadığı için varlıklarının amacını sorgulamayı başaranlar da hemencecik siniyorlar gördükleri tepkiden ötürü. Hal böyle olunca ben de kitabın yazılış gayesini sorguladım bir süre. Sonra ok yaydan bir çıktı tam çıktı! Devamını getirmek için yanıp tutuşuyorum ama spoiler dediğimiz sinir bozucu şeye gireceği için yapamıyorum. İyisi mi siz alıp okuyun kitabı. 

Kazuo Ishiguro'nun Japonya doğumlu olduğunu yazmıştım lakin gelin görün ki romanın hiçbir yerinde Uzak Doğu havası esmiyor. Buna karakterlerin isimleri de dahil. Seçtiği konu ve oluşturduğu kurgu açısından bakıldığında tecrübeli okurlar tarafından - kendime pay çıkarmıyorum he ona göre - anlaşılabilir yine de köklerinin Uzak Doğu'ya dayandığı. Tek hayal kırıklığım bu yönde oldu. Niyeyse kodlamışım kendimi her Japon yazarın eserinde Japon kültüründen esintiler olmalı şeklinde. Haliyle romanı okurken bi " N'oluyoruz? " durumuna geçtim. Yine de kıymetli bir eserdir. Kazuo Ishiguro'nun kıymetli zamanından ayırarak yazdığı başka romanlarına talibim. Ha, bir de Yapı Kredi Yayınları ciğerimi biliyormuş gibi iki kitap aralığı koymuş romanın içerisine. Şaşırdım ve sevindim. Tesadüf tabii ama bana denk gelmesi pek manidar oldu. İnkar edecek değilim.

Sevgiler...

2 yorum:

  1. ahh bu kitap kitaplığımda okunmayı bekliyor. sırası gelse de okusam. filmini de merak ediyorum tabii deli gibi.

    YanıtlaSil
  2. Filme çekildiğinden haberim yoktu benim. Sayende öğrenmiş oldum. Seyrederim mutlaka. Sen de bir an önce kitaplıktan alıp kucağına yerleştir bence ^^

    YanıtlaSil