7 Mart 2012 Çarşamba

Bir aşk şarkısının sözlerinden ilham alınarak ortaya konulan film: Hanamizuki

  

photo credit: en.wikipedia.org

Hanazakari no Kimitachi - doğru yazıp yazmadığımı kontrol etmeye üşeniyorum, eğer yanlışsa kusura bakmayın - dizisinde Nakatsu olarak tanıdığım; Japonca 可愛い ( kawaii ) olarak tanımlayabileceğim, yanına karizmatik ve kendine has bir çekiciliği olan insan evladı tabirini ekleyebileceğim bir oyuncunun bilmeden yönlendirmesiyle Hanamizuki adlı filmi izledim dün. Giriş cümlesini uzun bulup okumaya üşenenler için şöyle özetleyeyim durumu: Toma Ikuta oynuyor dediler, geldik; üstelik birlikte geçirdiğimiz iki saat süresince kendisinden memnun kaldık.

photo credit: www.dramacrazy.net

Hanamizuki Tokyo'nun prestijli üniversitelerinden birine girmek için çok çalışan, bu sözümden anlaşılacağı üzere büyük hayallere sahip bir kız olan Sae Hirasawa ile balıkçılık alanında eğitim veren bir liseye giden, gayesi baba mesleği balıkçılığı devam ettirip büyütmek olan Kouhei Kiuchi arasındaki aşk ilişkisini işleyen 2010 yılı Japon yapımı bir romantik&dram filmi. İkili Sae henüz sınavlara çalışma aşamasındayken tanışıp yakınlaşıyorlar. Kızımız Waseda üniversitesine girmeye hak kazanıp Tokyo'ya yerleştiğinde ise ilişkilerinin başına uzun mesafeli tabiri getiriliyor. Aralarındaki aşk gerçek hayatta eşine nadiren rastlanabilecek kuvvette - en azından benim için öyle - olmasına rağmen gün geliyor ayrılmak durumunda kalıyorlar. Sae sevdiğini arkasında bırakmasına rağmen aşkını valizine atmayı ihmal etmeyerek hayalinin peşinden yurtdışına gidiyor. Sevdiğinin hayallerini gerçekleştireceği yolda geçit vermez bir duvar olmak istemeyen Kouhei ise memleketinde kalarak balıkçılık yapmaya devam ediyor. İkilinin yeniden biraraya gelip gelmeyeceğini öğrenebilmek için iki saat süresince kimi zaman ümitle kimi zaman karamsarlıkla seyrediyor filmi insan. 

photo credit: movie.kapook.com

Başrol oyuncularının arasındaki uyum görülmeye değer doğrusu. Yui Aragaki'yi daha evvel herhangi bir yapımda gördüğümü hatırlamıyorum. Umarım bir başka Hyun Bin vakası* değildir. Neyse. Diyeceğim şu ki Sae rolü için başarılı bir seçim olmuş. Söz konusu Tomo-san olunca tarafsız davranabilmem çok zor ama kendisine Hanazakari no Kimitachi döneminde mimik kralı lakabını vermekle ne kadar doğru bir şey yaptığımı bir kere daha bana göstermiş oldu Kouhei aracılığıyla diyebilirim değil mi? Dedim bile. 

photo credit: www.dramacrazy.net

Böyle çiçek açan ağaçların yanına beyaza boyanmış sıra koyarsanız bozuşuruz. Benimki de can nihayetinde. Şimdi orada olmak vardı. Bir yerlerden Kouhei çıksa daha güzel olabilirdi hatta. Öhöm! Yazmak istediğim şey bu değildi. Ne ara kopardım yine kayışı? Neyse. Görmüş olduğunuz ağaç babasından Sae'ye anlamlı bir hediye. Kızımız hayalinin peşinden koştuktan on yıl sonra ne yapmak istediğini bu ağacın çiçekleri sayesinde anlayacak. O zamana kadar izleyicinin de göbeği çatlayacak. Haber vermesi benden. Eh, seyretmesi de sizden olsun artık. 

* Hyun Bin vakası: ( Filmle alakasız olarak ) Kendisini ilk defa Secret Garden dizisi ile tanıdığımı sanarken daha öncesinde rol aldığı filmlerden birini izlemiş olduğumu eylemi gerçekleştiren birinci tekil şahıs olmama rağmen bilmiyordum. Gerçek ortaya çok geç çıktı. Hala şaşırıyorum kendime bu denli unutkanlık nasıl yapabildim diye. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder