26 Kasım 2012 Pazartesi

Adını fiyasko koydum. Nam-ı diğer Silent Hill: Revelation (2012)

photo credits: imdb.com

Haftalarca Silent Hill: Revelation filmine gideceğimi, bunu istediğim için değil de korku filmi izlerken yusuf yusuf olmanın dibine vurma özelliğimin üzerine gitmek maksadıyla gerçekleştireceğimi dile getirdim. Bir iki gün önce filmde rol alanlardan birinin Kit Harington olduğunu öğrenip " Teselli niyetine artık... " şeklinde bir yorumda bile bulundum. Gelin görün ki film öyle birşey çıktı ki aynı günün gecesi gördüğüm rüya bile daha korkunçtu diyebiliyorum rahatlıkla. Rüya mı dedim? Doğrusu kabus olacak. Bunda ana karakterlerden birinin ben oluşumun da payı var tabii ama seyredebilseniz bana hak verirdiniz bence. Siren sesinden tutun da yüzü gözü tuhaf varlıklara kadar her şey takdire şayandı. O değil de kapalı mekan diye tek odalı bir eve girmeseydim iyiydi. Neyse ki sonrasını görmedim çünkü uyandım. Öyle tırsmıştım ki tam o anda " Yok arkadaş! Ben şimdiden böyleysem film esnasında ve sonrasında kimbilir ne hale gelirim " diye düşünerek o günün planını bozar gibi oldum. Fakat güne uyandığımda havanın aydınlık olmasından cesaret alarak yola koyuldum.

Diğer şehirleri bilmem ama İstanbul'da gösterildiği yerler epey azaldı Silent Hill: Revelation'ın. Filmi seyrettiğim sinema salonunda da yirmi kişi ya var ya yoktu. İlk dakikalarda film gözüme zorlu göründü. Kendimi ikinci yarı başlamadan çıkmaya hazırlamıştım. O derece. Gelin görün ki ilk yarı beklediğim kadar gerilim ve korku dolu değildi. İkinci yarı öyle olmalıydı çünkü meselenin özüne inmiştik. Fakat olmadı. Hiç ürkmedim demiyorum. Tuhaf sesler eşliğinde ansızın ekranda beliriveren karakterler bende birtakım tepkilere yol açtı ama o kadar. Gözüm alışınca umursamamaya başladım. Velhasılıkelam, Silent Hill: Revelation benim gözümde tam bir fiyaskoydu.

 photo credits: imdb.com

Filmin ilk yarısı Silent Hill dışında geçti ki 94 dakikalık bir yapım için bu kadarı fazlaydı. He, süre daha uzun tutulsaydı absürt kaçmayabilirdi lakin öyle olmadığı için ikinci yarının vurucu etkisi yarı yarıya azaldı. İşler aceleye getirildi. Senaryo inandırıcılığını büyük ölçüde yitirdi. Aynı sebepten ötürü Kit Harington'ın canlandırdığı Vincent karakteri tarafımca gereksiz bulundu. Olmasa da olurmuş dedirtti. Şunu da not düşeyim: Bu çocuk " Sakalsız çıkmam abi " desin kendisine gelen teklifleri değerlendirirken. Neyse. Nerede kalmıştık? Heh! Önemli noktalar arkalarından kovalayan varmış gibi ötelenince Silent Hill: Revelation çok kan kaybı yaşadı. Yaratıklar desen ?!?!?!?! Bense (o.O) 21. yy. dayız. Elimizdeki teknolojiyi sonuna kadar kullanalım. İnsan biraz daha inandırıcılık bekliyor azizim. Yaratık demeye dilim varmıyor o tiplere. Bilmem anlatabiliyor muyum? Her şey bir yana Silent Hill'i Silent Hill yapan siren seslerinin ortalıkta toplasan üç defa çınlamaması bende bir tür boşluk duygusuna sebep oldu. İlk filmi izlerken lanet okuyordum. Meğer farkında olmadan alışmışım da arar olmuşum. Velhasılıkelam, ilk filmin gölgesinde kaldı Revelation. Durum budur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder