3 Şubat 2013 Pazar

Pasladığım mim bana geri döndü be ya! ( Kan-dır-dım! )

Image Credit: Urs Schmidli

" Bize mim pasladıktan sonra köşene kurulup rahatça oturabileceğini mi sandın? " dedi Özgecan bana. " Sen de benim sorularımı yanıtlayacaksın. Öteki türlü şuradan şuraya gidemezsin " diyerek bacağımdan yakaladı beni. Yukarıdaki fotoğraf bu durumun özeti aslında. Şaka şaka. Ben gönüllü oldum bilerek ve isteyerek Özgecanımın sorularını yanıtlamaya. Başlayalım mı o vakit?

#1 Kendinizi kısaca nasıl tanımlarsınız?

Bazen sinirli, bazen uysal; bazen sesli, bazen sessiz; biraz neşeli, biraz neşesiz; bazen aşkla, bazen hayatla; bazen güzel anlar gibi kısa...

Not: Sözler Kargo grubunun Evetlerden Hayırlara adlı şarkısından alıntıdır. Soruyu okur okumaz aklıma geldiği için yazdım. Beni anlatıyor nitekim. Güzel şarkıdır. Dinleyin bence. 

#2: Yapmak isteyip de yapamadığınız -ya da yapmaya cesaret edemediğiniz- şeyler var mıdır? Varsa nelerdir?

Yapmak istediğim halde yapmak için çaba göstermediğim o kadar çok şey var ki bu da bir nevi cesaretsizlik örneği oluyor sanırım Yazsam o şeyleri buradan Kaf Dağı'na yol olur. Fakat burada cesaretsizliği başka yönden ele alarak bir iki şey çiziktirivermek istiyorum yüksek müsaadenizle. Misal, bungee jumping. Duyan da adrenalin bağımlısıyım sanacak. Ama işte o korku yok mu o korku! Hani şu yükseklikle, ayrıntıya girmek gerekirse adrenalinin dibine vuracağım derken oracıkta can vermekle ilgili olan korku. He! Bir de şu var: İnsanlara hayır yanıtı verebilmek istiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Uyuzluk yapma amaçlı değil, bilakis, istemediğim şeyi yapmama amaçlı. 

#3: En sevdiğiniz şairin en sevdiğiniz dizelerini bizimle paylaşır mısınız?

Soru bilmediğim yerden geldi öğretmenim. Şiir benim kanayan yaram. Bildiklerim Özgecan sayesinde öğrendiklerimden ibaret. O da paylaşmasa bitmişim. O derece. Bir düşüneyim şöyle. Hmm... Kendime en seçecek denli içine girmediğim için edebiyatın bu dalına şairi pas geçip şiir dizelerine geçiyorum. Orhan Veli Kanık'a selam olsun diyerekten:

" Bir yer var biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum!!

#4: "Bu kitabı ben yazmalıydım" dediğiniz bir kitap var mıdır?

( Dikkat! Dudaktan Kalbe hakkında spoiler içerir ) Reşat Nuri Güntekin'in Dudaktan Kalbe adlı eseri her ne kadar enlerim arasında yer alsa da ben yazmalıydım bu kitabı dedirtiyor bana. Neden? Sonu yüzünden. Hüseyin Kenan Gün'e kıyılır mı be ya! Umudunun sıfırı tüketmesine asla izin vermezdim ben olsam. Ama üstad öylesini layık görmüş. N'apalım?

#5: Görünmez olsanız nerede olmak ve ne yapmak isterdiniz?

Bu soru insana kendisini neden stalker gibi hissettiriyor? İlla birini dikizlemek zorundaymışım gibi geliyor görünmez olursam. Olursam yalnız. Dikkatinizi çekerim. Ümit var belli ki :P Madame Tussauds olarak bilinen dünyaca ünlü balmumu heykel müzesinin Busan şubesine gider, Kim Hyun Joong'un balmumu heykelini sırtlayıp eve getirirdim. Siz de inandınız değil mi? Yok artık LeBron James! 

#6: Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız şarkıcı ya da müzik grubu hangisidir? (Düşünün bir kere, her gece ateş yakıp sevdiğiniz şarkıları söyleyecek birini-ya da birilerini- yanınızda götürmeyi istemez misiniz? (Bence çok orjinal bir soru oldu :P)

maSKott

ve

SS501

İki grubu da yanımda götürsem... Olmaz mı? Olmazsa biraraya getirip maSS501 adı altında yeni bir grup oluşturmalarını isteyeceğim kendilerinden. Şartları bileyim ki boşa kürek çekmeyeyim. Var mı böyle bir esneklik payı? He Özgecan?

#7: Hayatınızın filmini çekseler izlemekten en keyif alacağınız sahne hangisi olurdu?

Bebekliğim ve çocukluğumun ilk yılları... Böyle haksızlık olmaz ki arkadaş! Ben hatırlamazken o günleri başkalarının hatırlaması hiç adil değil. Elimizde bir video vardı. O da kayıplara karıştı kuzenlerden biri yüzünden. Bebekliğimi, çocukluğumu getirin bana. Her hareketime şahit olmak istiyorum.

Getirin o anları banaaaaaa!

#8: Bir sabah uyandığınızda 10 yıl geriye gitmiş olduğunuzu görseniz yapacağınız ilk şey ne olurdu?

Özgeeeeeeeeeeee! Can evimden vurdun beni. On altı yaşında mı olacaktım o vakit? Allahım! Keşke mümkün olsa böyle birşey. %99.9 ihtimalle ebeveyn yatağının yaylarının sağlamlığına güvenerek üzerine çıkıp deli gibi hoplayıp zıplardım. Çığlığı da basardım " Yaşasın! Daha çok gencim! Daha çok gencim! Daha çok genciiiiiiim! " şeklinde. Vay be! Ne kadar ezik duruyorum şu an. Neyse. Her yaşın ayrı güzelliği var lafının ve yaşımı hiç göstermediğime dair aldığım övgülerin gölgesine sığınayım ben gidip.

#9: Pişmanlıklarınız, keşke yapmasaydım dediğiniz şeyler var mıdır?

Olmaz mı hiç? Burada dile getirirsem sonra onun için de pişman olurum diye yazmayı dahi düşünmüyorum şu an. O derece. Yalnız iki mimdir bu tarz sorulara üstü sımsıkı kapalı cevaplar vermeler, böyle gizemli hallere bürünmeler derken milletin aklından geçenleri de merak etmiyor değilim hani :P 

#10: Gitmeyi istediğiniz bir ülke var mıdır? Varsa neden o ülke?

Japonya bu sorunun tam karşılığıdır. Sağır sultan bile duydu ülkeye olan merakımı. Tarihi olsun, kültürü olsun, insanı olsun, dili olsun, dört mevsim halleri olsun; Japonya olsun da ne/kim olursa olsun beni cezbeder desem abartmış olurum muhtemelen ama ilgim azımsanacak düzeyde de değil.

#11: Her dinleyişinizde kalbinizde bir ağrıya sebep olan şarkı ya da şarkılar var mıdır?

Şimdi bu soruya verilecek yanıtların yaşanmışlıklarla bağlantılı olması mı gerekiyor yoksa yaşanmışlık olmasa bile sözleri yeter dedirten şarkılardan mı bahsediyoruz acep? Bilemedim. O yüzden kafama göre takılayım ben. Link de vereyim hatta. Dinlemek isteyen olur belki aranızda.

* Hoobastank - What Happened to Us?
* Aylin Aslım - Keşke ( Bu var ya bu, çok fena. Çok fena )
* A Moment to Remember OST - 별 ( Bu enstrümantal müzik size hiçbir şey hissettirmiyorsa insan değilsiniz demektir. Gidip bi kontrolden geçin. )

Ee? Bitti mi şimdi? Soru cevaplamaya alışmışken tam da. O zaman hazırladığı sorular için Özgecan'a teşekkür ediyor ve huzurlarınızdan ayrılıyorum. Bir başka yazıda yeniden buluşmak üzere hoşçakalın. Sevgiyle kalın.

PS: Fotoğraf hakları benim değil, asıl sahiplerinindir. 

2 yorum:

  1. Öncelikle sorularımı cevapladığın için teşekkür ederim Esocanım. Sonrasındaysa iki grup götürebilirsin tabi, neden olmasın? :) Bir araya gelirlerse biraz tuhaf olur gibi geldi de bana :D

    YanıtlaSil
  2. Rica ederim. Keyifliydi yanıtlamak (: Benim fantazi dünyam böyle işte Özgecan. En olmayacak iki grubu biraraya getirebilitem var. Yapacak birşey yok :P

    YanıtlaSil