11 Aralık 2011 Pazar

Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna



Hem minik kütüphaneme hem de okuma geçmişime yeni bir yazar ekledim geçen gün: Sabahattin Ali. Kitap fuarına ikinci çıkartmamı yaptığım gün YKY standında elim gitti Kürk Mantolu Madonna isimli eserine. Parmaklarım kitabın kapağı ile buluşur buluşmaz araya Japon yapıştırıcısı niteliğinde bir kaynak girdi. Ne yaptım ne ettiysem başedemedim. Baktım ki debelenip durmam bir işe yaramayacak, pes edip - itiraf ediyorum ki bunu gizli bir sevinçle yaptım - Kürk Mantolu Madonna ile birlikte kasaya ilerledim. Bu günü şimdilerde sade sevinçle değil aynı zamanda minnetle anıyorum.

Ruhunu Maria Puder ile bulup yine onunla kaybeden birinin, Raif Efendi'nin hayatından kesitler içeren bir roman Kürk Mantolu Madonna. Kitabın ilk sayfalarında anlatıcıyı ana karakter sanmıştım. Yanılmışım. Baş karaktere giden bir aracıymış. Belli bir noktadan sonra haliyle Raif Efendi'ye odaklandım. Okuduğum cümle sayısı ile orantılı olarak kendisine olan merakım arttı. Ondan daha çok ilgi uyandıran karakter ise Maria Puder oldu düşünceleri alışık olmadığım türden olduğu için. Bir süreliğine... 


Şiir gibi bir aşk hikayesi okudum. Etkilendim. An geldi Raif Efendi'nin pasifliğine kızdım, an geldi Maria Puder'in keskinliğine ve an geldi ikisine de üzüldüm. Bazı cümlelerde kendi ruhuma ayna tutulmuş hissine kapılıp ürperdim. Yazarın ruh tahlili yapmadaki başarısını üslubuna en güzel şekilde yansıtması karşısında hayranlık duymadan edemedim. 


" İnsan ömrü doğumdan ölüme kadar uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerinde yapılan her türlü taksimat sunidir " demiş Sabahattin Ali Maria Puder'in ağzından. Ne de güzel söylemiş! Daha nice etkileyici cümlelerine denk geleceğim eserlerini okuyabilmek dileklerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder