10 Nisan 2012 Salı

The Moon That Embraces The Sun ( 2012 )

photo credit: wiki.d-addicts.com

Blog günlüğümde en son ne zaman Kore dizisi tanıttığımı hatırlayan var mı aranızda?.. diye soracaktım ki vazgeçtim. Ben dahi tarihi anımsamıyorken böyle bir soruyu size yöneltmek saçma geldi ansızın. Ha, bu demek değil ki geçen onca zaman esnasında hiçbir Kore dizisine el atmadım. Çekikgöz sempatizanı birinden bahsediyoruz burada nihayetinde. Elbette her gün olmasa da her ay belirli miktarda bölüm alıyorum bünyeme düzenli olarak. Bugün Nisan ayının ilk ürünü olan The Moon That Embraces The Sun hakkında bir iki cümle sızdırmak istiyorum zihnimden dışarıya. Spoiler niteliği taşıyan cümleleri buraya taşımayacağıma dair söz vermek isterdim lakin hassas bir durum söz konusu olduğundan yapamıyorum. Bu durumda öyle olmasını umut etmekten başka birşey gelmiyor elimden. Şimdiden açık kapı bırakayım ki çemkirmesin kimse ardımdan.

Kim Soo Hyun Kral Lee Hwon rolünde ( photo credit: onekpop.com )

The Moon That Embraces The Sun yeni başlayanlara ilkin önereceğim tarihi Kore draması niteliği taşımamakla birlikte son dönemde çok kısa sürede sıkılmadan izlediğim yapımlar arasında yer aldığı için izleme listenizde ilk ona yerleştirmenizi tavsiye ederim. Jung Il Woo, Kim Soo Hyun ve Han Ga In gibi isimlerin oyuncu listesinde yer alması başlı başına yeterlidir. Neden mi? Çünkü bu saydıklarım ve daha niceleri oyunculuk namına iyi olan ne varsa ortaya döktüler. Bize de toplamak düşüyor ki ben sıramı savdım. Sıra sizde.

Jung Il Woo Prens Yang Myung rolünde ( photo credit: www.yeppudaa.com )

The Moon That Embraces The Sun, Lee Hwon adındaki veliaht prens ile asil bir aileden olan Heo Yeon Woo arasında gelişen aşkı temel taşı olarak kullanan bir yapım. Yaşça genç oyuncularla açılış yapılıyor ki her biri birer özel yetenek. Hele veliaht prensin gençliğini oynayan Yeo Jin Goo yok mu? '97 doğumlu yavrumuzun sergilediği performans yüzünden kaç kere çenemin düştüğünü bilirim ben. Altıncı bölümde veliaht prens kral olduğunda, devreye Kim Soo Hyun gibi beğeniyle izlediğim bir oyuncu girmesine rağmen, üzülmekten alamadım kendimi yani o derece. Bilakis, küçük oyuncular büyükleriyle yer değiştirdiğinde pek de hüzünlenmediğim - zil takıp oynadığımı asla söylemeyeceğim için boşuna ısrar etmeyin - tek isim Prens Yang Myung oldu. Zaten Kim Soo Hyun'dan öte Jung Il Woo oynuyor dedikleri için geldim. Oynadığı rolün kaderini zaman zaman gözüme sokmasa senaristler daha iyi olacaktı ya neyse. Yine de son bölümdeki altın vuruşu beklemiyordum doğrusu. Kendilerini tebrik etmek lazım ama benden yana birkaç fena bakış görmeleri daha olası görünüyor.


Han Ga In Heo Yeon Woo rolünde ( photo credit: asian-drama.org )

Veliaht prens bir kıza gönül verir de saray entrikaları devreye girmez mi hiç? Girer. Hem de öyle bir girer ki içinden çıkılmaz bir hal alır da sekiz sene sonra ancak çözülür kördüğüm ve gerçeğe ulaşılır. Bu da yirmi bölüme yayılan dram ağırlıklı bir dizi manasına geliyor. Zaman zaman boğazınızda birşey düğümlenebilir, gözünüze toz kaçabilir, kirpiklerinizin ucunda damlalar birikebilir. Benden söylemesi. Tabiî kişiden kişiye değişiyor kimin için gözyaşı dökeceği hususu. Misal bendeniz Kral Lee Hwon ses tellerini darmaduman edercesinde ağladığında da etkilendim lakin Prens Yang Myung'un sessiz sakin gözyaşı dökmesinin yanında hiçbir şeydi diğeri. Neden bilmem ikinci karakteri daha çok benimsedim. Tamam ya tamam. İtiraf ediyorum. Oyuncu Jung Il Woo ile tanışıklığım daha eskiye dayandığı için canlandırdığı role olan sempatim daha fazla oldu. Haliyle sonunu da kabullenemedim. Velhasılıkelam, dizinin senaristleri benden uzak dursunlar.

photo credit: asian-drama.org

Bunca şey yazdım ama sanki diziyi anlatan hiçbir şey yazmamışım gibi geliyor. Sizce de öyle mi? Biraz geç olsa da spoiler vermemek için kendimi kısıtlayınca geriye yazılacak hiçbir şey kalmadığını farkettim. İyisi mi siz bilgisayar başında vakit öldüreceğiniz zamanlardan birazını çalıp bu diziye verin de iki taraflı memnuniyet yaşayalım. Olmaz mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder