13 Aralık 2012 Perşembe

Julie Otsuka - Tavan Arasındaki Buda



Kitabevine yaptığım turlar esnasında raflardan birinde rastlamıştım Tavan Arasındaki Buda'ya. Ne yazar ne de eser hakkında en ufak bilgi kırıntısına dahi sahip olmamama rağmen kanım kaynamıştı kitaba. Neden acaba? ( Ayrıntılı bilgi için bkz. çekikgöz sempatizanı ) Arka kapak yazısını okuyunca ilginç bir kurgu ile karşı karşıya olduğuma kanaat getirip almaya karar vermiştim. Bilmem kaçıncı İstanbul kitap fuarı esnasında edindim. Aldıklarım arasında ilk okuduğum kitap Tavan Arasındaki Buda oldu nitekim. Kütüphanemdeki nadide eserler kategorisine yerleştirdim bitirdikten sonra.

Julie Otsuka ile birbirimize yabancıydık. Bir bakıma halen öyle sayılırız. Yazarın kendisi hakkında miniminnacık bilgim var çünkü. Üslubuna daha önce hiç rastlamadım. Rastladıysam bile hatırlamıyorum. Birinci çoğul şahısla anlatmış yaşananları ki epey ilginç buldum ben çoğunluğu işaret ettiği için. Kitabın bir başkahramanı yok. Birden çok başkahramanı var. Aslında her ismi geçen ya da geçmeyen aynı derecede yer bulmuş Tavan Arasındaki Buda'da. Velhasılıkelam, arada sivrilen birilerinin olmaması ile epey farklı bir tarzla başbaşa bırakmış oldu benim gibi okuyucuları Julie Otsuka. Okuduğum kimi tanıtım yazılarında bu durumu beğenmeyenlerin yanı sıra yine bu yüzden kitabı yarıda bırakmak gibi bir gaflete düşenlerin varolduğunu öğrendim. Onlar adına üzülmekten kendimi alamadım.

Tavan Arasındaki Buda'nın işlediği konuya gelecek olursak ( Bu yazı biraz tuhaf bir sıra mı izledi acaba? ) şöyle diyebiliriz: Sadece fotoğraflarını gördükleri kocaları ile buluşmak için Japonya'dan daha önce hiç ayak basmadıkları, kültürünü bilmedikleri Amerika topraklarına göç eden Japon gelinlerin hikayesini anlatıyor kitap. İlkin gerçekle alakası olmayan bir durum sanmıştım ama hakikiymiş ki bu eserin trajik havasına epey katkıda bulunuyor. Julie Otsuka, kadınların hayatlarından yola çıkarak kendi kültürüne tamamiyle yabancı bir ülkede  " vatandaş " olarak yer edinme çabası içerisinde olan insanların durumunu etkileyici bir biçimde dile getirmiş. Olayların tarihi kısmını, gerçeklik boyutunu bilmiyorum ama bir şekilde yaşananlarla bağlantılı olduğunu varsayarsak yazık olmuş diyorum. Sözlerime böylelikle son verirken sizlere de bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder