1 Şubat 2013 Cuma

Nâzım Hikmet şiiri okuyor bu dizide ana karakter dediler, geldik: Cheongdam-dong Alice




Ee, hep takip ettiğimiz oyuncular aracılığıyla dizilere doğru çekilecek değiliz ya, bu kez de böyle olsun dedik. Ortalıkta fısıltı halinde dolaşan " Dizide Nâzım Hikmet şiiri okuyorlar. Türkiye'nin de adı geçiyor " ve benzeri cümlelerden ötürü ilgi katsayımda yükselme yaşayıp o anların videosuna tıklamamla Cheongdam-dong Alice'i seyretmeye karar vermem yakın zamana denk düşer. Okuduğum kitaplarda ülkemize dair sırf şehir ismine rastlayınca bile sevindirik olmamdan belliydi böyle olacağı. Velhasılıkelam, işbu diziyi bitirip geldim, buradayım.


İlk birkaç bölümü saymazsak yayınlandığı dönemle eş zamanlı olarak seyredip tamamladığım ilk Güney Kore draması - Uzakdoğu olarak da genişletebiliriz aslında - olması hasebiyle bir ödülü hakediyor Cheongdam-dong AliceBen yazının sonuna kadar ismini doğru yazabilecek miyim diye düşünedururken siz okumaya devam edin. Dizimiz yayınlanma süreci 2012 - 2013 yılları arasına denk düşen, on altı bölümlük Güney Kore yapımı bir romantik komedi. Konusu fakir kız ile zengin oğlanın aşkı deyip sizi atlatmak, kendimi de mevzuyu toparlama eziyetinden kurtarmak vardı ya neyse. Eli yüzü düzgün birşeyler yazacak olursak durum şu: Han Se Kyung adındaki başarılı ve bir o kadar hırslı stilist kızımızın sahip olduklarıyla giremediği Cheongdam-dong ortamına lüküs mağazalar zinciri başkanlarından Jean Thierry Cha aracılığıyla adım atmaya çalışmasını ve o süreçte yaşananları anlatıyor Cheongdam-dong Alice. 


Bu dizide en çok neyi sevdim biliyor musunuz? Ana karakterlerin kusursuz olmayışını. Denk geldiğim birçok K-Drama karakterinin aksine biri olabildiğince arızalı, diğeri ise tam bir - şarkı sözüyle açıklamak istiyorum müsaadenizle - çok değiştim ben, artık melek değilim. Biraz da bu yüzden sıradan bir zengin oğlan&fakir kız hikayesi olmaktan çıkıyor ve senaristler seyirciyi yoldan çıkmış bir romantik komediyle yüzyüze bırakıyor. İflah olmaz. O derece. Karakterlerle biraz daha deşelim bence bu durumu.


Han Se Kyung, stilist olma hayali kuran biridir. Başarılı bir özgeçmişe sahip olmasına rağmen yurtdışında eğitim görmediği için yeteneklerine bakılmaksızın işverenler tarafından reddedilmektedir. Nihayetinde bunun suçunu fakir bir ailede doğmuş olmasına bağlar. Bu böyle gitmez diyerek sahip olduklarıyla giremediği ortama para ve güç sahibi biri aracılığıyla girmeye karar verir. Bundan sonra yapması gereken tek şey kendisine harikalar diyarının kapısını açacak bir beyaz tavşan bulmaktır.


Sizi bilmem ama ben Moon Geun Young ismini oyunculukta iyi derece olarak görüyorum. Bu yapımda da yanıltmadı beni. Rol açısından iyi iş çıkarmasının yanında partneriyle arasındaki uyum da diziyi güzel kılan şeylerden biriydi. Geçenlerde K-Drama tutkunu olmadan evvel - yıllar yıllar öncesine tekabül ediyor - seyrettiğim bir filmde oynadığını öğrendim. Şaşırdım. Yüzüme yastık tuttuğum sahneler vardı. O yüzden hatırlamıyorumdur belki. ( bkz. A Tale of Two Sisters )



Klişe yıkıcı başkan olarak Kim Joo Won'u ( ayrıntılar için seyrednz. Secret Garden ) bilirdim ben. Meğer başımıza Jean Thierry Cha diye birşey de gelecekmiş. Adam bildiğin arızalı. Haklı gerekçeleri var gibi görünüyor bu halde olmasının. Zira anadan terk, babadan mirastan men, sevgiliden maddi sebeplerden ötürü red denilen muhteşem üçlü melek gibi çocuğu tuhaf - yumuşatılmış hali aslında bu başka bir sözcüğün - bir karaktere dönüştürmüş. Her şeye sil baştan başlamış. Hayatını yeniden şekillendirmiş ve en büyük hedefi kendisine vaktiyle acı çektirenleri cezalandırmak olmuş. Yandan da Han Se Kyung'un Cheongdam-dong'a girmek için seçtiği hedef olmuş mu sana? Komşulara haber salın. Beyaz tavşan bulundu. Ufak bir not: Kızımız oğlumuzu Jean Thierry Cha olarak değil sekreteri olarak biliyor. İşler biraz karışık sizin anlayacağınız.


Modacı görünümünün altında Cheongdam-dong çöpçatanı yatan Tommy Hong ile tanışın. Başarısını yeteneğiyle elde etmeyengiller familyasına ait bir tür. Zengin kesimi memnun etme çabası içerisinde olmazsa sıfırı tüketeceğinin bilincinde olanlardan. Bu yapımdaki çift yönlü karakterlerden biri Tommy Hong. Bu yüzdendir ki kendisini seyretmek ayrı bir zevkti. Duyduğuma göre rolü canlandıran Kim Ji Suk için de Moon Geun Young ile çalışmak öyleymiş. Velhasılıkelam, diziye aktris için girmiş. Hayranıymış sizin anlayacağınız. 


Seo Yoon Joo... Se Kyung ile lise yıllarından kalma bir gıcıklaşma durumlarının olduğunu öğrendiğimde dizinin kötü karakteri olacak sanmıştım ama gerçek başkaymış. Kendisi zengin erkek avından eli dolu dönenlerdendir. Cheongdam-dong'a girmeyi başaranlardan olup Se Kyung'u kanatları altına almış, hatta ona içerisinde yazılanları adım adım gerçekleştirirse o çevreye girmesine imkan sağlayacak bir defter vermiştir. Sözün özü, yardımcı kadın oyuncu koltuğuna oturuşunun hikayesini okudunuz So Yi Hyun'un. Adı geçmişken, bizim maknae ( Kim Hyung Jun ) ile dizi çekmişlerdi. Hala seyretmediğim aklıma geldi de şimdi. Cıks!


Bu dizinin bana hediyesiydi Nam Goong Min. Konuk oyuncu da olsa, rüzgar gibi de geçse, üç bölümlüğüne de olsa gördüm ya... Daha ne diyeyim? Anladınız siz. Doldurun boşluğu ona göre. Han Se Kyung'un eski sevgilisi rolündeydi. Eski sevgiliymiş. Peh! Ömür boyu saklanır ki bu... Öhöm! 


Utanç verici bir itirafta bulunmanın zamanı geldi. Yukarıda görmüş olduğunuz sahnede ve devamında saçımı başımı yoldum sevgili okuyucu. Mecazi manada değil üstelik, gerçek anlamda. Bir insan otuz beşinde bu kadar sevimli olamaz. Olmamalı. Pişt! Sana diyorum Park Si Hoo! Şaka maka demeyi çok isterdim şuracıkta. Maalesef vaziyeti kabullenmekten başka birşey gelmiyor elimden. İlk defa bir oyuncu yüzünden saçımı başımı yoldum. Boşluğuma denk gelmiştir diye ümit ediyorum. He! Bir de şu dans var ki ailecek müptelasıyız. Hala açıp açıp gülerim:



Madem Park Si Hoo'dan girdik, ondan devam edelim. Daha önce yardımcı erkek oyuncu rolünde izlemiştim kendisini epey eski bir yapımda. Yollarımız Cheongdam-dong Alice üzerinde tekrar kesişti. Hatta eş zamanlı olarak Iljimae de de öyle. Etti mi sana üç? Yavaş yavaş bir düşünce oluşuverdi haliyle. O da oyunculuğunun geliştiği yönünde. Bir Lee Jun Ki etkisi bırakmaktan uzak üzerimde fakat bir tık altında da olsa sorumluluğunu üstlendiği rol daha iyi oynanamazdı diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Öyle de bir durum mevcut. 


Aranızda videoyu açmaya üşenenler olur diye gif koydum. Tuzaklarla dolu bu yazı. Nihahaha! Müptelası oldum ben. Siz de olun. Öhöm! Yazıyı daha fazla sulandırmamak adına Park Si Hoo'yu bu dizideki performansından ötürü tebrik ediyor ve kendisine yıldızlı pekiyi veriyorum. Cheongdam-don Alice'i başka bir zaman yeniden seyretmek üzere arşivime atıyorum. Böylelikle sizlere de tavsiye ettiğimi belirtmiş oluyorum. Velhasılıkelam, son bölümlere doğru parçalı bulutlu bir hale bürünse de o anlarda bile karakterlerin tepkileri bakımından farklı bir çizgide ilerleyerek gönlümü fetheden bir yapım oldu bu dizi. Boş vaktiniz varsa izlemekten çekinmeyin. Korkmayın, ısırmaz.

Sevgiler.

PS: Yazıda kullandığım fotoğraf, gif, video vs. ikinci, üçüncü vb. şahıslara aittir. 

6 yorum:

  1. Ah çok hoş bir yazı olmuş gerçekten bu, bayıldım! :D Henüz sekizinci bölümde kaldım, devamını izleyemedim fakat bu gece izlemeye devam edeceğim. Park Si Hoo'nun oyunculuğuna bayılıyorum, açıkçası bende bu yaşında nasıl bu kadar tatlı olabiliyor bir türlü anlamıyorum. :D
    Nam Goong Min'in bu dizide üç bölümcükte olsa rol alması harika olmuş, benim dizide favori karakterim o olur sanıyordum ama... Olsun yine de enfesti izlemesi. *-*

    YanıtlaSil
  2. Biraz abartıyorum tanıtım yapma adı altında drama yazılarını ama okuyup beğenmene sevindim ^^

    Kim Hyun Joong'un arapsaçına dönen City Conquest'i yayınlansa TV de Nam Goong Min adına rahata ereceğiz lakin işler iyice karıştı :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya, o kadar merakla beklerken neler oldu. Ben bir an önce izlemek istiyordum -.-

      Sil
  3. Of of!.. diyorum, başka da birşey demiyorum :/

    YanıtlaSil
  4. İzlemek istiyordum ama biraz mesafeliydim. Yazınla birlikte attım üstümden ön yargılarımı ve en kısa zamanda izleyeceğim. Ellerine sağlıık. :))

    YanıtlaSil
  5. Öyle mi? Mutlu oldum ki ben... ^^ Teşekkür ederim bu arada yazdıklarımı dikkate aldığın için (:

    YanıtlaSil