Dizi vs. Kitap

Geçenlerde internette Reşat Nuri Güntekin'in Büyükada'da yaşadığı köşke dair bir fotoğraf ararken Dudaktan Kalbe adlı eserini İzmir'de yazdığını öğrenince büyük bir şok yaşadım. Eserin televizyon uyarlamasında kullanılan yerin Büyükada olması sebebiyle hakikatte de Hüseyin Kenan&Lamia aşkının kıvılcımlarının Büyükada'da atıldığına inancım tamdı birkaç gün öncesine değin. Lakin, yanılmışım.

Yanılma sürecimdeki bir başka dönüm noktası da bugün açığa kavuştu. Romanın baş karakterlerinin yaşadıkları dramın tohumları İzmir'de atılmış ve filizlenmiştir. Bense Jetgiller familyasının bir üyesi modunda kitap okuduğumdan ve diziyi ön plana koyduğumdan bu bilgiyi unutmuşum. O halde Dudaktan Kalbe Büyükada'da yazılmadığı için hüzünlenmeme gerek kalmadı. Niye hüzünlendiğimi de bilmiyorum ya neyse.

Velhasılıkelam, devir, kitapların dizi uyarlamalarına gösterdiğim özenden fazlasını eserlerin kendilerine göstermek devridir. Gerçi şöyle bir düşününce diziye çevrilen Türk klasikleri arasında takip ettiğim tek dizi Dudaktan Kalbe idi. Buradaki pay sahibi, favori roman karakterlerimden Hüseyin Kenan'ı başarılı bir biçimde canlandıran Burak Hakkı'nın ta kendisidir. Dizideki oyunculuğu ile ilgili nacizane düşüncelerimi kendisine yazmışlığım ve teşekkür almışlığım mevcuttur.

Yukarıdaki cümleleri sıraladıktan sonra bile Dudaktan Kalbe'nin Büyükada'da yazıldığını tahayyül etmekten kendimi alamıyorum. Mümkünatı yok değil hani. Kim bilir, belki Ada'nın dört bir yanında nice yaşanmışlıklar gizlidir "Dudaktan kalbe bir yolculuktur aşk" tadında...