7 Aralık 2011 Çarşamba

Alexandre Dumas yazar, velhasılıkelamsever insan kendince sunar: Üç Silahşor

Heo Young Saeng as D'Artagnan ( photo credit: liezle.blogspot.com )

Buralarda bir yerlerde olacak geçen yıl almak istediğim kitapların listesini sıraladığım yazım. Aramaya üşendim şimdi. Gerekli de değil zaten. Çünkü net bir biçimde anımsıyorum listede Alexandre Dumas'nın Üç Silahşor adlı eserinin yer aldığını. Liste deyip geçmemek lazım. Rekabet mevcut. Yeni eklenenler üzeri çizilenlere karşı ezici bir üstünlük sağlamış durumda şu an her daim olduğu gibi. Hal böyle olunca kitaplar arasında seçim yaparken genellikle bir şekilde tetiklendiklerime yöneliyorum. Misal, SS501 grubunun ana vokal koltuğunda oturan Heo Young Saeng'in the Three Musketeers müzikalinde D'Artagnan rolünü canlandıracağını öğrendiğim gün kitap fuarında alınacakların en başına Üç Silahşor'u yerleştirdim. Arzu ettiğim gibi müzikalle eş zamanlı olarak okudum eseri lakin perde kapanmadan bitirdim.

 
Okuduğum en kalın kitap ünvanını değil de son zamanlarda elime aldığım en kalın kitap ünvanını elinde tutuyor Üç Silahşor. Bu yüzden okuma süreci de, hemencecik hesaplayayım, iki haftayı buldu. Vaziyeti memnuniyetle kabullendim. Hele sofrada şöyle ortaya karışık macera, aşk, entrika, intikam çeşitlemesi olunca gözlerimle güzelce yedim cümleleri. D'Artagnan merkezli başlayan olaylara Athos, Porthos ve Aramis de eklenince giderek ilgi çekici hale gelen romanı okurken Milady'nin şeytansı zekasına " Woaaaaah! " , kişiliğine " Öh! Vöh! Yok artık LeBron James! " ve benzeri tepkiler verdim bol bol. Yazar Alexandre Dumas'nın olayları aktarışını, birbirine bağlayışını pek bir beğendim ama en çok karakterlere yüklediği beyinlerden etkilendim. Hakikaten bu tip insanlar tanıdı mı acaba yoksa tamamen hayal ürünü mü kendileri? Merak ettim. Uzun zamandır tansiyonun tepelerde gezdiği bir roman almamıştım elime. Kitap okuyormuş gibi değil de macera filmi izliyormuş gibi hissettim kendimi en tarihi olanından. Kılıç sesleri kulaklarımda çınladı bol bol. İyi oldu iyi. Gönül rahatlığı ile yazarla ikinci bir randevu ayarlayabilirim gelecekte.

Sözlerime ben son vermiyorum bu sefer. Alexandre Dumas yazıyor son sözü işinize yarar diye: " Bir an için paniğe kapılan kişi, kaderin ona o an için sunduğu fırsatı tepebilir. " 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder